Stresli yaşam olaylarına tepki olarak duygusal veya davranışsal semptomlar gelişebilir. İlgili semptom ve davranışlar stres etkeninin başlangıcından itibaren üç ay içinde ortaya çıkar ve klinik olarak;
(1) Stres
etkeniyle karşı karşıya kalındığında beklenenin üstünde belirgin sıkıntı ve,
(2) Sosyal, mesleki veya eğitimle ilgili işlevsellikte önemli bozulma
belirlenirse, uyum bozukluğu tanısı konmalıdır.
Uyum bozukluğu tıbbi ve cerrahi sorunları nedeniyle hastaneye yatırılan hastalara en sık konan psikiyatrik tanılardan biridir. Bu bozukluk herhangi bir yaşta ortaya çıkabilirse de en sık ergenlerde tanı konur.
Kadınların erkeklere oranı yaklaşık 2’ye 1’dir. Bekâr kadınların genellikle daha fazla risk altında olduğu ileri sürülür. Her iki cinsiyetteki ergenlerde, en sık başlatıcı stres tipleri okul sorunları, evlatlıktan ret, anne babanın boşanması ve madde kötüye kullanımıdır. Erişkinlerde en sık başlatıcı stresler; evlilik sorunları, boşanma, yeni bir ortama taşınma ve mali sorunlardır.
Stres etkeni devam ederse, bozukluk kronikleşebilir. Komplike olmayan yasta, geçici sosyal ve mesleki işlev bozukluğu sıklıkla görülmesine rağmen, kişinin işlev bozukluğu sevilen birisinin kaybına karşı gelişen tepkide beklenen sınırları içinde kalır ve bu nedenle uyum bozukluğu olarak değerlendirilmez.
Posttravmatik Stres Bozukluğu; semptomlar normal insanın dayanabileceğinin ötesinde psikolojik olarak travmatize eden olay veya olaylar sonrası gelişir. Yani, bu tip bir sendrom oluşturan stres etkenlerinin bunu normal bir insanda yapması beklenir. Stres etkenleri tecavüz veya saldırı gibi grup halindeyken yaşanır veya grup içinde (askeri birlik) maruz kalınabilir.
Uyum bozukluğunun prognozu genellikle uygun tedavi ile iyidir. Çoğu hastalar önceki işlev düzeylerine 3 ay içinde dönerler. Ergenlerin iyileşmesi için genellikle erişkinlerden daha uzun zaman alır.