Terapi Nedir? Nasıl Bir Süreçtir?

BY: admin

Psikoterapi

Yorumlar:Yorum yapılmamış

“Psikoterapi insanın kendini yeniden bulma, keşfetme serüvenidir. Bir yolculuktur.”

Dış ve iç stres etkenlerine bağlı olarak fiziksel sağlığın zaman zaman bozulduğu gibi çok daha karmaşık ve soyut bir yapı olan ruhsal sağlığımızda zarar görebilir. Beden ve ruh sağlığı bir bütündür dengede olması önemlidir.

Kişinin bozulan ruh sağlığının tekrar işlevsel hale getirilmesi amacıyla belli bir bilimsel kuram ya da kuramlara bağlı profesyonel bir uzmandan yapılandırılmış bir ruhsal destek alma sürecine en genel anlamıyla psikoterapi denir.

Psikoterapide, psikolojik sorunların, belirtilerin ve rahatsızlıkların tedavisinde konuşma kullanılır. Bunu öğrenen insan hayatının sonraki dönemlerinde de sorunlarını çözmede aynı yolu kullanabilir.

Tüm terapiler temelde hasta için bir öğrenme sürecidir. Bu süreçte birbirinden farklı terapi türleri kullanılabilir. Amaç uyumsuz davranışları değiştirerek kişinin algıladığı mutsuzluğu ya da acıyı ortadan kaldırmaktır. Bununla beraber danışanın kendi başına düşünmesine, karar verebilmesine, kendini tanımasına yardımcı olma amacı taşır.

Psikoterapinin temeli Psikanalitik Psikolojinin kurucusu olan Sigmund Freud tarafından atılmış ve günümüze kadar farklı kuramlar ve yüzlerce teknikle şekillendirilmiş ve şekillendirilmeye devam etmektedir. 

Yapılan bilimsel çalışmalarla son yıllarda Dünya da ve Türkiye de psikoterapinin ruh sağlığı üzerinde iyileştirici etkisi kabul görmekte ve psikoterapiyi yaygınlaştırma çalışmalarına ağırlık verilmektedir; ancak ülkemizde ve dünyada psikoterapi sürecinin nasıl işlediği, bu süreçten nasıl fayda sağlanıldığı ve ne gibi teknikler kullanıldığı konusunda bazı soru işaretleri mevcuttur.

Terapinin hasta için belki de en güzel tarafı söylediklerinden kendinden, geçmişinden ve yaptıklarından utanç duymadan çekinmeden kendini ifade edebilmesi ve ne olursa olsun kabul edileceğini bilmesidir. Kişinin böylesine şeffaf olabileceği birisiyle kuracağı güvene dayalı etkili bir iletişim başarılı bir terapideki ön koşuldur.

Kendimizi ortaya koyup da kabul edilmediğimizde yara alırız ki bu yara çok derin olabilir. Bu nedenle insanlar kendileri olamazlar, hayat içinde rol yapmaya alışırlar. O kadar ki bir süre sonra kendileri olmaktan çıkarlar.

 Terapist çoğunlukla danışanınnın hayatında yönlendirici olmaz. Danışanı tüm yönleriyle koşulsuz kabul eder. Terapinin hasta için belki de en güzel tarafı söylediklerinden kendinden, geçmişinden ve yaptıklarından utanç duymadan çekinmeden kendini ifade edebilmesi ve ne olursa olsun kabul edileceğini bilmesidir. Kişinin böylesine şeffaf olabileceği birisiyle kuracağı güvene dayalı etkili bir iletişim başarılı bir terapideki ön koşuldur.

İnsan hayatın içinde kendisi olabildiğinde, kendini açma cesaretini gösterebildiğinde risk almış olur. Oysa bu terapi ortamı için geçerli değildir. Terapi sürecinde koşulsuz kabul göreceğiniz belki de yegane yerdesinizdir. Kendimiz olarak, kabul edildiğimizde büyürüz, gelişiriz, üretken oluruz.

Terapide sihir yoktur. Hastaların seanstan sihirli değnek değmişçesine değişeceği beklentisi terapi sürecini engelleyen bir faktördür. Hayal kırıklığı oluşturur. Sihirbaz terapist imajı psikoterapi için bir sorundur.