Psikoterapi, çok geniş anlamda, ruhsal yollarla yardım ve iyileştirme demektir. Bu tanıma göre bütün eğindirim (telkin), inandırma (ikna), davranışı ve kişiliği değiştirme yolları psikoterapi teriminin kapsamına girebilir.
Hastayı rahatlatmak için yapılan bir dua, verilen bir muska, düzenlenen bir ilkel tören de psikoterapi sayılabilir.
Ancak, hekimlikte ve ruhbilimde kullanılan anlamıyla psikoterapi deyince, çağdaş ruh hekimliği ve ruhbilim bilgilerine dayanan, hasta ile karşılıklı ilişki ve iletişimi kullanan bir takım uygulamalar anlaşılır.
Çağdaş ruh hekimliğinde kullanılan yöntemlerin ve araçların tümü henüz bütün açıklığı ile tanımlanmış ve her bilim çevresinde benimsenmiş sayılmaz.
Psikanaliz bile kimi bilimsel çevrelerde bir psikoterapi yöntemi olarak yadsınabilmektedir. Örneğin İngiltere de tanınmış Psikolog Eysenck ve izleyicileri, eski sosyalist ülkelerdeki ruh hekimleri ve daha birçok hekimler Freud un psikanaliz kuramını benimsememişler, yadsımışlardır. Ancak, burada genel görüş ayrılıkları söz konusudur.
Her bilimsel akımın tuttuğu bir yol, yeğlediği bir yöntem bulunabilir. Bilimin gelişmesi için bu gereklidir. Görüş ve uygulama ayrılıklarından yeni yeni görüşler ve yöntemler ortaya çıkmakta, uygulamada daha bir gerçeklik ve esneklik kazanılmaktadır.
Freud un kendisi psikanalitik kuramda bir çok değişikliklere gerek görmüş, kuramını değiştirmiş, geliştirmişti. Freud dan ayrılan birçok tanınmış psikanalist psikanalitik kurama ve uygulamaya önemli katkıda bulunmuşlardır. Örneğin Jung, Adler,Rank, Horney, Klein ve izleyicileri, Sullivan, Erikson, Kohut ve daha bir çoklarını sayabiliriz.
Bunlara özellik tanımış olmam, örneğin nesne ilişkileri (object relations) ya da psikanalizde özbenlik (self) psikolojisi kuramlarını önemsemediğim anlamına gelmemelidir. Son 20-25 yılda “özbenlik” ya da “kendilik” (self) psikolojisi özellikle genç kuşaklar arasında giderek artan bir ilgi görmektedir.
Birçok yayınlarda özel teknik ve araçların birer psikoterapi türü olarak sıralandığını görüyoruz. Kanıma göre kavramsal açıdan bu tür sıralamalarda bir aksaklık vardır. Örneğin uyutum (hipnoz) bir psikoterapi türü değil, değişik psikoterapi türlerinde kullanılabilecek bir tekniktir. Uyutum (hipnoz) destekleyici, bastırıcı, derinliğine araştırıcı amaçlar için kullanılabilir.
Bunun gibi eğindirim (telkin), inandırma (ikna), güvence verme (reassurance), güdümsüz görüşme yöntemi (nondirective technique) vb birer psikoterapi türü olmayıp, ancak araç ve yöntemlerdir.
Prof.Dr.M.Orhan Öztürk