PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU

BY: admin

Psikiyatri Yazıları

Yorumlar:Yorum yapılmamış

                           

Paranoid kişilik bozukluğu olan kişiler, sürekli olarak başkalarının kötü niyetli olduğunu düşünürler.

Kuşkucudurlar ve başkalarına güvenmezler, sürekli olarak tetikte dururlar

Genellikle düşmancıl duygular taşırlar, huzursuzdurlar ve kızgınlık içindedirler. Bir inanca, bir düşünceye aşırı ölçüde bağlanıp ondan başkasını düşünemeyen bağnaz kişilerdir, “hakka ve hukuka aykırı” davranışların peşindedirler, patolojik derecede kıskanç birer eştirler, sürekli dava açan sabit düşünceli insanlardır.

Bu kişiler sır vermekten çekinirler. Kendilerine yapılan davranışların “gizli anlam“larını görürler, başkalarına diş bilerler ve kin beslerler, her an karşı saldırıda bulunmaya hazırdırlar.

Resmi bir tarzları vardır ve gergin dururlar, bir türlü gevşeyemezler. Sürekli olarak çevrelerini tararlar ve insanları tartarlar.

 Genellikle eğlenceli kişiler değildirler,”ciddi” bir tavır içindedirler.

Oldukça önyargılı olabilirler. Referans düşünceleri (çevresinde olan bitenlerin kendisiyle ilgili olduğu düşüncesine kapılma) olabilir ve başkalarını alçaltıcı ya da tehdit kaynağı olarak görürler.

Başkalarının kendi­lerine olan bağlılığından kuşku duyarlar, hep başkalarının güvenilir olup olmadığını sorgularlar.

Oldukça mesafelidirler, başkalarına yakınlık ve sıcaklık duymazlar.

Zaman zaman, çok akılcı ve nesnel davranmakla övünürler.

Güç sahibi olmaya ve kişilerin derecelerine aşırı önem verirler ve zayıf, yetersiz, “hastalıklı” ya da eksikliği olan kişilere tepeden bakarlar, onları hor görürler.

Iş yönelimli ve etkin kişiler gibi görünürlerse de, genellikle başkalarında korku yaratırlar ve başkalarıyla çatışma içinde olurlar.

Tehlikeyle karşılaşsınlar ya da karşılaşmasınlar, her zaman belirli bir düzeyde bir hazırlık durumunu korurlar, bir saldırı ya da ters düşme olasılığına karşı sürekli uyanık dururlar.

Sinirli, alıngan, huzursuz bir gerginlik içindedirler, en ufak bir saldırıya bile karşı koymaya hazırlıklı, savunucu bir tutum sergilerler. Katı özdenetimleri hiç azalmayacak gibidir, bir türlü gevşeyemezler.

      Paranoidlerin deneyimleri, kimseye güvenmemelerini ve kendilerine ihanet edilmesinden ya da kötü davranılmasından korkmalarını çoğu zaman haklı çıkartır.  

Söz konusu tehdit kaynaklarına karşı koymak için, kendilerini başkalarından uzak tutmayı, güçlü ve uyanık durmayı öğrenmişlerdir. Bunları, yalnızca korunmak için değil, olası saldırganlardan öç almak ve onlar karşısında bir zafer kazanmak için de yaparlar.

Güvenliklerini sağlama adına, kararlarından geri dönmemek için olmadık şeylere katlanırlar, başkalarını denetimleri altında tutmak için yeni ve üstün birtakım güçler geliştirmeye çalışırlar. Sevecen ve sevgi dolu yaklaşımlara karşı duyarsız kalmaktır. Başkalarının acı çekmelerine karşı sert, kırıcı, katı kalpli olurlar ve duyarsız kalırlar.

Gözyaşlarına bağışık olduklarını söylerler. Böyle yaparak “tuzaga düşürülmek“ten, aldatılmaktan, kandırılmaktan ve başkalarına boyun eğmekten kendilerini koruduklarını  düşünürler. Umursamazlık, aldırış etmezlik, katı, duygusuz ve duyarsiz olmak pa­ranoidler için zor değildir. Böyle davranmak, yalnizca kandırılmaya karşı kendile­rini korumaya yönelik bir savunma yaklaşımı değildir, içerlemelerini ve kızgınlıklarını dışavurmanın da bir yoludur.

Gerçekler önyargılarını çok az değiştirir. Çelişkileri görmezden gelirler ve beklentilerini karşılamak üzere önemsiz ve ilgisiz birtakım verilere sarılırlar. Daha da kötüsü başkalarını da beklentilerine uygun bir biçimde davranmaya iten bir havaya sokmalarıdır. “Arkadaşları”nın doğruluktan ayrılıp ayrılmadığını, işlerinde, sözlerinde ve davranışlarında doğru olup olmadıklarını sürekli olarak sorguladıktan ve onların yüzüne gülerek kandırdıktan ve gözlerini korkutarak sindirip yıldırdıktan sonra herkesi çileden çıkartırlar, sinirlendirir ve kızdırırlar.

Paranoidlerin kuşkularını ve güvensizliklerini başkalarıyla paylaşmada gösterdikleri isteksizlik onları yalnızlığa iter, dolayısıyla kuşkularına sınır koymalarını sağlayacak gerçeklerden uzak kalırlar.

Ken­di başarısızlıklarını yadsıyarak bunları başkalarına yansıtırlar ve onlara yüklerler. Başkalarının, çok sıradan olabilecek, önemsiz bir yetersizliklerini bulup çıkarma konusunda büyük bir becerileri vardır. Küçümseme alışkanlığı edindikleri kişilerin en ufak kusurlarını abartırlar, dolaylı ve dolaysız olarak bunların üzerinde dururlar.

Kıskançlıkları ve düşmancıl duyguları seyrek olarak yatışır. Alıngan ve huzursuzdurlar, onları sorgulayan, tutum ve davranışlarıyla onları kızdıran kişilere hakaretler yağdırmaya ve onları küçümsemeye hazırdırlar.

PARANOID KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN YERLEŞİK DÜŞÜNCELERİ

  • Başka insanlara güven duyamam.
  • Başka insanların gizledikleri birtakım amaçları var.
  • Dikkat etmezsem başkaları beni kullanacak ya da istedikleri gibi yönlendirecek.
  • Her an tetikte olmalıyım.
  • Başkalarına güvenmek çok tehlikelidir.
  • İnsanlar arkadaşça davranıyorlarsa beni kendi çıkarlarına kullanmak, beni sömürmek ya da benden yararlanmak istiyorlardır.
  • Şans versem, insanlar her türlü fırsattan yararlanırlar.
  • Çoğu zaman insanlar içten davranmıyorlar, arkadaşlığa yakışmayan bir tutum içindeler.
  • İnsanlar beni aşağılamaya çalışıyorlar.
  • Insanlar beni isteyerek kızdırmaya çalışıyorlar.
  • Başkaları bana kötü davranabileceklerini düşünmeye başlarsa bu beni çok zora sokar.
  • Insanlar benim hakkımda bir şey öğrenseler, bunu hemen bana karşı kullanırlar.
  • Insanlar bir şey söylüyor, başka bir şey demek istiyor.
  • Yakın olduğum kişi içten bağlılığı olmayan, sadakatsiz ve güvenilmez biri olabilir

      Kendilerine bakış açıları şöyledir: Ben çok özel ve değişik bir insanım. Yalnız bir insanım ve hiç kimse beni sevmiyor, çünkü ben başkalarından daha iyiyim.” Dünyaya bakış açıları da şöyledir: “Yaşam adil değil, öngörülemezliklerle dolu ve bizden çok şey bekliyor. Sessizce yaklaşıp zarar verebilir. Bu yüzden sakıngan, önlemli, uyanık ve tetikte davranmak, olası saldırılara hemen karşı koymak ve hiç kimseye güvenmemek gerekir; en iyisi başkalarını suçlamak…”

Yeterli bir temele dayanmaksızın, başkalarının kendilerini sömürdüğünden, ken­dilerini aldattiğından ve kendilerine zarar verdiğinden kuşkulanmaları en önde gelen özellikleridir.

Sözgelimi böyle bir bozukluğu olan bir kişi, bir tezgâhtarın bilmeden yaptığı bir hatasını, eksik para vermek için isteyerek yaptıgı bir girişim olarak yanlış yorumlar ya da aynı işyerinde çalışan bir arkadaşının rasgele takılmasını kişiliğine bir saldırı olarak görür.

 lltifatlar çogu zaman yanlış yorumlanır (yeni aldığı bir şey için yapılan iltifat, bencillik yapmasinin eleştirilmesi olarak yanlış yorumlanır; bir başarısı üzerine yapılan iltifat, daha iyi ve daha fazla yapabilecegine ilişkin bir zorlama olarak yanlış yorumlanır).

Yardım etme önerisini, kendi başlarına yeterince iyi yapamadıklarına ilişkin bir eleştiri olarak görebilirler.

Paranoid kişilik bozukluğu olanlar, kendilerini doğru ve düzgün kişiler olarak görürler ve başkalarının kendilerine yanlış ve kötü davrandıgını düşünürler. Başkalarını, işlerine karışan, yollarına çıkan, “namussuz“, dönek, başkalarını kendi amaçları doğrultusunda yönlendiren, ayrımcı kişiler olarak görürler.

Başkalarının davranışlarına hep kötü niyet yükleme bu kişilerin önde gelen özellikleridir. Kendiliğinden ortaya çıkan düşünceleri şunlardır:

 “Diğer insanlara güvenilmez”; “Insanlar doğaları gereği aldatıcıdırlar”; “Birileri arkadaşça davranıyorsa, çıkarı için davranıyordur”; “Birileri uzak davranıyorsa, bu onun bir arkadaş olamayacağını gösterir”.

 Paranoid kişilik bozukluğu olan kişilerin başlıca düşünce çarpıtmaları“ya hep ya da hiç biçiminde düşünme“, “seçici algılama ve aşırı genelleme”dir.

PARANOID KİŞİLİK BİÇİMİ VE BOZUKLUGU ARASINDAKİ AYRIMLAR

  • Biçim: Karar verirken kendine güvenir.
  • Bozukluk: Başkalarına güvenmek istemez, çünkü verdiği bilgilerin kendisine karşı kullanılacagından korkar.
  • Biçim: iyi birer dinleyici ve gözlemcidirler, karşısındakilerin konuşmalarının altında yatan anlamı ayırt edebilirler.
  • Bozukluk: Sıradan davranışları gizli anlamlarının oldugu biçiminde yorumlarlar.
  • Biçim: Eleştirileri oldukça önemserler.
  • Bozukluk: Kendilerine karşı yapılanları bağışlayamazlar ve kin beslerler.
  • Biçim: Sağlam, güçlü ve içten bağlılıga özel önem verirler, bunun öyle kolay, kendiliğin-den kazanılamayacağını düşünürler.
  • Bozukluk: Eşinin, arkadaşlarının ya da ortak çalışma arkadaşlarının içten bağlılıklarını gereksiz yere sorgularlar.
  • Biçim: İnsanlarla ilişkiye girerken uyanık davranırlar, ilişkiye girmeden önce onları enine boyuna tartarlar.
  • Bozukluk: Başkalarının kendilerini kullanacağını ve başkalarından zarar göreceklerini beklerler.
  • Biçim: Denetimi elden bırakmadan ve saldırganlaşmadan kendilerini ortaya koyabilirler.
  • Bozukluk: Kolaylıkla aşağılanmış hissederler, öfke ve karşısaldırı ile tepki vermeye hazırdırlar.

  Paranoid kişilik bozukluğu olan kişiler genelde geçinmesi zor kişilerdir ve yakın ilişkilerinde çoğu zaman sorunlar yaşarlar. Aşırı kuşkuculukları ve düşmancıl duyguları, açıkça tartışmacı, durmadan yakınıcı ya da düşmanca duygular içinde, sessiz bir biçimde mesafeli durma tutumlarıyla kendisini gösterebilir. Yansız, akılcı ve duygulardan arınmış gibi görünebilirlerse de daha büyük bir sıklıkla düşmancıl ve direngen olurlar ve daha çok alaycı ifadelerin bulundugu oynak bir duygulanım sergilerler. Kavgacı ve kuşkucu nitelikleri, başkalarında düşmanca tepkiler doğurur, bu da asıl beklentilerini doğru çıkartır.

  Dünyayı basite indirgeyen formüller geliştirerek çoğu zaman, belirsizlik taşıyan durumlardan sakınırlar. “Fanatikler” olarak algılanabilirler ve paranoid inanç sistemlerini paylaşan başka insanlarla birbirine sıkı sıkıya bağlanmış “mezhepler” ya da gruplar oluşturabilirler.

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist &  Psikoterapist

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.

1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5

0 (242) 316 98 99