YEME BOZUKLUKLARI “0″ BEDENİ YAKALARKEN…
Yeme Bozuklukları anoreksiya nervoza , bulimiya nervoza ve son yıllarda tanımlanan tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıkların içinde yer aldığı bir tanı grubudur. Bu hastalıklar ruhsal kaynaklıdır ve bedensel belirtiler ön planda gibi görünse de ciddi ruhsal sorunlarla birliktedir.Tüm psikiyatrik hastalıklar içinde en ölümcül olanlarıdır. Özellikle anoreksiya nervozalı hastalar daha fazla risk altındadır. İyi örgütlenmiş yeme bozukluğu kliniklerinin olduğu ülkelerde bile, anoreksiya nervozalı hastaların yaklaşık % 10’u bu hastalıktan dolayı ölmektedir.
Anoreksiya nervoza için en riskli yaşlar 14 -15 yaşlarıdır. Genelde ergenlik döneminde başladığı bildirilir ancak çok ender de olsa 9 yaşında ve menopoz sonrası kadınlarda başladığı bildiren çalışmalar vardır. Bulimiya nervoza için ise tipik başlangıç 18-19 yaş arasıdır.
ANOREKSİYA NERVOZA temel belirtileri; zayıf bir bedene sahip olma arzusu, kilo almaktan aşırı korku, beden imgesinde bozukluk ve adet kesilmesidir. Hasta kilo kaybetme amacıyla özel davranış biçimleri geliştirir. Hastaların yaklaşık yarısı bütün yiyecek alımını ileri derecede azaltarak kilo kaybeder. Bazıları yoğun egzersiz yapar. Hastaların diğer yarısı sıkı diyet uygular, ara sıra kontrol kaybederek tıkınırcasına yemek yer ve ardından bu yediklerini kusarak çıkarır. Hastalar aldıkları besinlerin kilo yapıcı etkisini azaltmak için laksatif (ishal yapıcı) , diüretik (su atıcı) gibi ilaçlara da baş vurabilirler. Sonuçta hasta, sağlığını tehdit edecek ölçüde zayıflamıştır.
BULİMİYA
NERVOZA aşırı yeme atakları ve ardından gelen kusmaların ön
planda olduğu bir yeme bozuklukları tablosudur. Hasta yine zayıf bir beden
sahip olmak istediği için anoreksiya nervozadaki gibi yediklerini dışarı atmak,
kalori yapıcı etkilerini gidermek için çeşitli yollara başvurur. Ancak bu
tabloda farklı olarak hasta hafif kilolu ya da normal beden
ağırlığındadır.
Genç
kızlarda anoreksiya nervozanın binde bir, bulimiya nervozanın yüzde
bir olduğu bildirilmektedir. Erkeklerde seyrektir. Klinik örneklerde
erkek kadın oranı,1/10 dur.
YEME BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ NELERDİR?
Hastaların aileleri onların önüne yüksek standartlar koymuşlardır. Onlar da her zaman doğru olanı yapmaya çalışmışlar ve mükemmel bir çocuk olmaya güdülenmişlerdir. Aileler, çocuklarının bağımsızlık kazanma isteklerine karşı güçlü bir direnç göstermişlerdir. Çocuklarına karşı aşırı koruyucu ve düşkündürler. Son derece katı ve sorunların çözümünde başarısızdırlar. Çocuklar, bağımsız bir yetişkin olmakta güçlük çekmişlerdir. Aileleri aşırı koruyucu oldukları için, etkili değildirler ve yetersizlik duyguları içindedirler. Anorektiklerde tek bir kişilik olmadığı görülse de, onlar genelde aşırı itaatkar, duygusal açıdan tutuk ve bağımlıdırlar.
Anoreksiya nervozanın başlangıç yaşı göz önüne alınırsa hastalığı ergenlik değişimleri ve bu değişimlere uyum sağlamaktaki yetersizlikle açıklamak uygun gelebilir. Yine bu hastalıkların belirgin bir şekilde kadınlarda daha çok görülmesi hastalığın gelişiminde kadınlık psikolojisinin önemini vurgulamaktadır. Sosyal değişimler de özellikle bulimiya nervozanın gelişiminde rol oynamaktadır.
Bu bozuklukların gelişimi için güncel açıklamalar çok yönlüdür, diyet yapma davranışının yeme bozukluklarının gelişimine yol açan ortak uyarıcı olduğu vurgulanmaktadır. Modern toplumlarda ince bedene sahip olmak kabul görmektedir. İsteyerek diyet yapanların çoğunluğu daha çekici olma amacındadır. Çevre ve kültür de bu hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynar. Kültür, kadınların önüne “ideal bir beden şekli” koyar. İdeal beden ölçüleri, “başarı”, “güzellik”, “saygınlık” gibi anlamlar kazanır. Oysa kadının beden ağırlığı, sağlık ve beslenme koşulları geliştikçe artmaktadır. Dolayısıyla ideal beden şekli ile kadınların gerçek görünümü arasında ciddi bir çatışma başlar
İsteyerek diyet yapanların bir diğer grubu mankenler, dansçılar, balerinler, sporcular, jokeyler gibi iş yaşamlarında rekabetin önemli olduğu kişilerdir ve yeme bozuklukları geliştirme riskleri yüksektir. Bazı kadınların profesyonel ve sosyal taleplerle başa çıkamayıp, çatışma yaşadıkları ve bedensel uğraşlara yönelerek diyet yaptıkları varsayılmaktadır.
BİR ANOREKSİYA NERVOZA HASTASI NASIL DİKKATİ ÇEKER?
Hastalar karbonhidrat ve yağ içeren gıdalar başta olmak üzere gıda alımını tamamen azaltır. Aşırı hareketli olabilir veya egzersiz yaparlar. Çoğunluğu gıda ile zihinsel düzeyde uğraşır, yemek tarifleri toplar, aileleri için özel yemekler yapar. Karbonhidratlı yiyecekleri saklar, cepte, çantada taşıyabilir. Kilo almadığına inanmak için aynaya uzun uzun bakar. Bazıları kendini tamamen şişman algılarken bazıları zayıf olduğunu, ancak karın, baldır, kalça gibi bazı bölgelerin şişman olduğunu kabul eder. Zayıflıklarının tehlikeli boyuta geldiğinin farkına varmaz. Kendilerinin etkisiz olduğunu hisseder, kilo kaybetme etkileyici bir başarı demektir ve öz saygıları ile kontrol duygusunu güçlendirir. Kendilik değerleri zayıflıklarına bağlıdır. Tedavi talebi azdır. Sıklıkla cinsel uyum kötüdür. Çoğu anorektik ergenin psikososyal cinsel gelişimi gecikmiştir ve erişkinlerde hastalığın başlaması ile cinselliğe ilgi çok azalmıştır.
BİR BULİMİYA NERVOZA HASTASI NASIL FARK EDİLİR?
Bulimiya
nervoza genellikle bir yıl ya da daha uzun süreli diyet yaptıktan sonra
gelişir. Diyet yaparak kilo kaybedilir veya başarılı olunamaz, ancak kilo
kaybı, asla anoreksiya nervoza tanısı koyduracak nitelikte değildir. Yemeyi
kısıtlama,tıkınma atağına yol açabilir, bunlar da karında rahatsızlık hissi,
kendini kusturma veya sosyal çevrenin baskısı ile sonlanır. Tıkınma atağını
sıklıkla suçluluk duygusu, depresyon ve kendini eleştirme takip eder. Bazı
hastalar kilo kontrolü için müshil kullanır ve tıkınma,uzun süre aç kalma
ardışık olarak yinelenir.Az sayıda hasta su atıcı ilaçlar kullanır.
Tıkınma sırasında yenilen gıda yüksek kalorili ve hızlı yemeyi kolaylaştıracak
yapıdadır. Hastalarda kilo dalgalanmaları sıktır. Tıkınma atağı ortalama 1
saattir. Bazı hastaların el sırtında kusmanın yol açtığı nedbeler vardır. İştah
azaltmak için uyarıcı madde kötüye kullanımı olabilir. Çoğu hasta düzenli yemek
yemez, normal bir yemek sonunda doygunluk hissetmekte zorluk çeker. Genellikle
evde, tek başına yemeği tercih ederler. Çoğunluğu normal ağırlık aralığının üst
sınırında veya hafif kilolu olmalarına rağmen, ideal kilo olarak normal ağırlık
aralığının alt sınırını tercih eder. Hastaların, yaklaşık % 10 u belirgin
şişmandır. Çoğu hasta için tıkınma nöbeti gerilim ve sıkıntıyı
hafiflettiği için ödüllenmiş davranış olabilir. Sık olarak karmaşık, kişiler
arası sorunlu ilişkiler, dürtüsel davranışlar ve yüksek düzeyde kaygılı
davranışlar sergilerler. Kendilik kavramları zayıftır ve mizaç bozuklukları
görülme sıklığı yüksektir. Madde ve alkol kötüye kullanımı sıktır.
Hastaların dörtte birinde gıda, giysi ve mücevher çalma
sorunu görülür.
Bu hastalıklar vücuttaki pek çok organı ve bu organların işleyişini olumsuz biçimde etkiler. Bu nedenle de çeşitli tıbbi sorunlar ortaya çıkar:
- Kalp ve damar sistemi: Tansiyon düşüklüğü, nabız sayısının azalması, kalp ritm bozuklukları, kalp kasının erimesi, elektrolit bozuklukları nedeniyle ani kalp durmaları en önde gelenlerindendir.
- Sindirim sistemi: Kusmalara bağlı yemek borusu hasarları, hatta yırtılmaları, şişkinlik, kabızlık, müshil kullanımına bağlı barsak bozuklukları
- Hormonal değişiklikler: Adet düzensizlikleri ve adetlerin kesilmesi
- Kemikler : Kemik erimesi (osteoporoz), kemiklerde çabuk kırılmalar
- Dişler : Diş minelerinde erime, çürükler
- Kansızlık ve vücudun savunma hücrelerinin azalması
TEDAVİSİ
Tedavi psikiyatri uzmanının öncülüğünde, hastanın durumuna göre dahiliye, kadın-doğum, diyetisyen gibi diğer tıbbi dallar ile işbirliğine geçilerek yapılmalıdır. Tek bir tedavi yaklaşımından çok bir çok yaklaşımın bir araya gelişi ile hastaya yardımcı olmak uygun olur. Psikoterapi vazgeçilmezdir, aile ile işbirliği ve ailenin tedaviye doğru katılımı önemlidir. Tedavideki ilk hedef genellikle tedavi talebi az olan hastanın tedavi iş birliği yapmasını sağlamaktır.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
www.antalyaterapipsikiyatri.com
Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.
1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5
Tel: 0 242 316 98 99